NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
ابْنُ
نُفَيْلٍ
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
سَلَمَةَ
عَنْ
مُحَمَّدِ
بْنِ
إِسْحَقَ
عَنْ سَعِيدِ
بْنِ أَبِي
سَعِيدٍ
الْمَقْبُرِيِّ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ أَبِي هُرَيْرَةَ
عَنْ
النَّبِيِّ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
بِهَذَا
الْحَدِيثِ
قَالَ فِي
كُلِّ
مَرَّةٍ
فَلْيَضْرِبْهَا
كِتَابُ
اللَّهِ
وَلَا
يُثَرِّبْ
عَلَيْهَا
وَقَالَ فِي
الرَّابِعَةِ
فَإِنْ عَادَتْ
فَلْيَضْرِبْهَا
كِتَابُ
اللَّهِ ثُمَّ
لِيَبِعْهَا
وَلَوْ
بِحَبْلٍ
مِنْ شَعْرٍ
İbn Nufeyl Muhammed b. Seleme,
Muhammed b. İshak, Said b. Ebi Said el-Makburî ve onun babası kanalıyla bu
(önceki 4470.) hadisi Ebu Hureyre'den rivayet etti. Buna göre (Rasulullah) Her
seferinde:
"Ona sopa vursun.
(Bu) Allah'ın Kitabıdır (farz kıldığı hükümdür). Ona hakaret etmesin."
Dördüncüsüne de: "Tekrar yaparsa ona sopa vursun. (Bu) Allah'ın Kitabıdır
(farz kıldığı hükümdür); sonra da kıldan yapılmış bir ip karşılığında bile olsa
satsın" buyurdu.
İzah:
Buhari, hudud; Müslim,
hudûd; Ahmed b. Hanbel. II. 249, 494.
Bu babdaki hadisler
zina eden bir cariyeye verile çgjç cezavı sözkonusu etmektedir. Hadislerin
zahirine göre, muhsan olmayan bir cariye zina ederse kendisine celd (sopa
vurma) cezası uygulanır. Ayrıca cariyeye hakaret ayıplama gibi bir ceza
verilmez. Bazı alimlerin izahına göre zina eden cariyenin cezası daha önce
hakaret ve kınama idi. Daha sonra bu hüküm neshe-dildi ve celd cezası meşru
kılındı. Rasulullah bu sözü ile; "zina eden cariyeyi artık azarlayarak,
hakaret ederek cezalandırmayınız. Ona celd vurunuz." demeyi kast
etmiştir.
Hadislerde üçüncü veya
dördüncü defa zina eden cariyenin satılması öngörülmektedir. Çünkü yeni
sahibinin yanında bu işi bir daha yapmaması mümkündür.
Hadisler, evli veya
evlilik yapmamış cariyeye dayak cezası uygulanacağı izlenimini verecek şekilde
varid olmuştur. Halbuki Kuran-ı Kerim-'deki bir ayet muhsan olan cariyenin zina
etmesi halinde de celd cezasının verileceğine işaret etmektedir. Çünkü bir
ayet-i kerimede Cenab-ı Allah "Cariyeler muhsan olurlar da fahişelik
ederlerse onlara hür muhsan kadınlara olan azabın yarısı vardır...[Nisa 25]
buyurmaktadır. Aslında hür muhsan kadınların zina etmeleri halinde cezalan
recmdir. Ama rec-min yarısı olamayacağı için alimler bu ayetten maksadın celdin
yarısı, yani elli değnek olduğu hükmünü çıkarmışlardır. Buna göre demek oluyor
ki bir cariye zina ederse ister muhsan olsun ister olmasın cezası elli değnektir.
Bu ayetle hadisler arasında bir çelişki intibaının çıkmaması için hadisteki
"muhsan" kaydı iki şekilde yorumlanmıştır. Bunlar:
1- "Muhsan"
kelimesi Rasulullah (s.a.v.)'den mahfuz (sabit) değildir. Bu hadis başka
isnadîarla muhsan kelimesi olmadan rivayet edilmiştir.
2- Rasulullah'a muhsan
olmayan bir cariyenin zina etmesi durumunda cezasının ne olacağı sorulmuş, onun
için Efendimiz muhsan kaydını sözkonusu etmiştir. Maksat muhsan olan cariye ile
muhsan olmayan cariyenin zina cezalarının farklı olduğuna işaret değildir.
3- Burada muhsandan
kasıt, evlilikten dolayı olan ihsan değil, iffet ve İslamdir. Yani maksat, hür
ve iffetli olmayan demektir.
Ulemanın cumhuruna,
göre ister muhsan (evli) olsun, ister olmasın bir cariye zina ederse elli
değnek vurulur. Dört mezhep imamı bu konuda hemfikirdir. İbn Abbas ve
Tavus'tan, evli olmadıkça zina eden cariyeye ceza verilmeyeceği rivayet
edilmiştir.
Hadislerin zahiri, zina
eden cariyeye efendisinin had uygulayabileceğine delalet etmektedir. Çünkü
Rasulullah (s.a.v.) efendilere hitaben, "onlara celd vurunuz"
buyurmuştur. İmam Malik, Ahmed b. Hanbel, İmam Şafii, Sahabe ve tabiundan
birçok alimin mezhebi budur.
İmam-ı Azam Ebu Hanife
ve bir grup alime göre ise, efendisi cariyesinin cezasını tatbik edemez. Bu
hak devlet yetkilisine aittir.
Hadis-i şerif, fasık ve
asilerle birlikte olmayı ve onlarla düşüp kalkmayı da yasaklamış olmaktadır.